parallax background

Beyaz Enerji Sistemleri

Beyaz Enerji Sistemlerinin ana felsefesi, bilinen mühendisliği yeniden yorumlayarak, daha az enerji harcayan daha verimli sistemler geliştirmektir. Biz buna Beyaz Bakış Mühendisliği’de diyoruz.

Beyaz Enerji Sistemleri, yapıların elektro mekanik uygulamalar için ihtiyaç duyduğu enerji miktarını ve tesisat yoğunluğunu azaltmak hedefiyle yola çıktı. On yılı aşkın süredir “BEYAZ BAKIŞ” adıyla yürüttüğümüz AR-GE faaliyetlerimiz bizlere bir çok benzersiz patent, çevreci ürün ve özgün proje kazandırdı Bu ürün ve projeler, tüm çağdaş enerji yönetiminde verimlilik esaslarına, ilgili kalite standartlarına ve modern yapıların inşasıyla ilgili uluslararası yönetmeliklere tamamen uyumlu hale getirildi. Bu gelişim, enerji tüketimini ve enerji tüketiminden kaynaklı çevre kirliliğini küresel bazda %75 oranında azaltabilecek potansiyele sahiptir.

Projenin başlangıcında sadece klima santraliyle başlayan süreç soğutma, ısıtma, havalandırma, nem kontrolü, mikroorganizma ve iyon dengeleme sistemine kadar ilerleyen komple bir çözüm sistemi sunmaktadır. Bu klima santrali, standart klima santrallerinin iki fan, iki basınç devresi ile yaptıkları işlevi, tek fan tek basınç devresiyle yapabilirken çok daha az enerji harcar. Genel olarak toplam tüm bina enerji (HVAC) yüklerinde %40 civarında enerji tasarrufu sağlar. Özellikle eski verimsiz sistemlerin değişiminde %70’e kadar enerji tasarrufu yaptığı ispatlanmıştır.

Bu sistem bilinen klima sistemlerine göre çok daha akılcı, A+7 sınıfında tasarruf yapan kompakt, sesiz ve bakım kolaylığına sahip bir sistemdir. Bu sistem, Avrupa patent ofisinden 4 dalda 4A en yüksek notu alan komple bir sistemdir. BES, diğer klima sistemlerine göre çok önemli yenilikler ve standartlar getirmektedir.

Dünyada Mevcut Durumun Analizi

Dünyada enerji maliyetleri çok yüksektir, acilen az enerji harcayan sistemlere geçilmelidir.

21.yüzyılda, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında kaydedilen gelişmelerin de etkisiyle konfor anlayışımızda da köklü değişimler meydana geldi. Sosyal hayatın yenilenen gereksinimleri her geçen gün yeni tasarım ürünlere ve yaşam alanlarına ihtiyaç duymamıza neden oluyor. Öte yandan; tüm bunlar için eskisinden çok daha fazla enerji tüketiyor ve bu enerjinin neredeyse tamamını maalesef halen fosil yakıtlardan elde ediyoruz.

Hem yatırımlarımız, hem bütçemiz, hem çevremiz ve dolayısıyla da geleceğimiz için ödediğimiz enerji bedelinin, ederinden çok daha ağır olduğunun hepimiz farkına varmalıyız. Enerjiye bağlı olan dünyamız kaynaklarını inanılmaz oranlarda tüketmekte ve yeni yatırımlarla daha da kirlenmektedir. Enerji üreten tüm sistemler çok düşük verimlerle çalışmaktadırlar.

Öncelikle tüm bu sistemleri yeniden ele alarak enerji tüketiminde ve kullanımında komple bir bakış oluşturup Türkiye gibi devletlerde %40-50 arasında enerji tasarrufu yapmak mümkündür.Biz devletler ve fertler olarak daha yaşanılabilir bir dünya için tekrar her şeyi ele almalıyız. Göreceğiz ki gerçekten yapılabilecek çok şey vardır. Bunun başlangıç adımları olarak her alanda tasarrufla başlayıp az enerji tüketen sistemlere ve mühendisliklere geçmeliyiz.

Yapıların Enerji Maliyetleri

Bir binaya enerji gideleri için ömrü boyunca harcanan para, binanın inşası için harcanan paranın 7 katıdır.

2012’de Amerika genelinde, EIA (Energy Information Administration) tarafından yapılan bir araştırmaya göre; yapının ömrü boyunca işletimi için harcayacağı enerji maliyeti, bu binanın inşası ve malzemeleri için harcanan maliyetin 7 katından daha fazladır.

Pek farkında olmasakta enerji giderleri düşünüldüğünden çok daha fazladır. Bu temel veriden hareketle, yapıların ömrü boyunca Beyaz Enerji Sistemi ile dünya da 400 MİLYAR ABD Dolarının üzerinde enerji tasarrufu sağlanabileceği hesaplanmıştır.

Dünyada Çözüm Arayışları

Dünya'da şu ana kadar enerji verimliliğinde istenen seviyelere ulaşılamamıştır.

Son yıllarda çevreye duyarlı yapıların dünya çapında yaygınlaşmasına ve saygınlık kazanmasına aracı olan Amerika menşei LEED, İngiltere menşei BREEAM ve Alman menşei DGNB gibi enerji yönetiminde verimlilik sertifikalarının temelinde dahi; yenilenebilir enerji kaynaklarının sınırlı kullanım alanlarının arttırılmasından ziyade doğal kaynakların asgari düzeyde tüketimi hedeflenmektedir. Bu sayede atmosfere salınan zararlı gazların azaltılması hedeflenmiştir.

Ancak biliyoruz ki, ülkelerin gerek toplumsal, gerek coğrafi, gerekse ekonomik koşullarının yarattığı farklılık nedeniyle yukarıda atıfta bulunulan ithal sertifikaların tam anlamıyla uygun bir değerlendirme sunması imkânsızdır. Yatırımcılara reklam olanağı sağlamanın dışında çok da bir faydaları yoktur.

Ülkemizde Çözüm Arayışları

Ülkemiz enerji verimliliği konusunda çözümler aramaktadır.

Bu güne kadar ‘Çevreyi Koruma’ başlığı altında yayımlanan ve altına imza attığımız tüm ulusal antlaşmalar, bunları takiben ve ardı sıra çıkartılan kanunlar, Gümrük Birliği ve Avrupa Birliği Uyum Yasaları gereği (özellikle üreticilerin) uymak zorunda bırakıldığı tüm standartlar, yönetmelikler, tavsiye kararları vs, endüstriyi çok yüksek ek maliyetlerle boğuşmak zorunda bıraktı ve üretimi frenlemekten başka da bir işe yaramadı. Enerji tüketimi belki büyük oranda baskılandı ama enerji üretimi hiçbir şekilde azaltılamadı. Kaynaklar azalırken, ihtiyaçlar artmaya devam etti. İleri teknolojilerin nasıl geliştirileceğine ilişkin bir standart yoktur.

Cevap Bekleyen Sorular:

1. Sorunlara çare bulamamış batılı ülkeleri körü körüne takip etmeli miyiz ?

2. Bu kadar enerji sarfiyatı ve çevre kirliği önlenemez mi?

3. Mühendislerimiz bu sorunlara bir çare arıyorlar mı?

4. Beyaz Enerji Sistemleri, bu sorunlara bir çözüm olabilir mi?